Hakkımızda

Akademik hayatım boyunca psikoloji bilim dalına çok ilgi duymakla birlikte bölümümü çok severek okudum. 2013 yılında Bakırköy Eğitim ve Araştırma hastanesi Ruh ve Sinir Hastalıkları alanında stajım boyunca Psikopatoloji hakkında daha geniş bilgi sahibi olmakla birlikte alanı tanımış ve mesleki olarak ilk adımı atmış oldum.

İletişim

150 Evler Mah. 29 Mayıs Cad. Gülay Apart. No:1, 10400 Ayvalık/Balıkesir

(+90) 537 208 77 76

uzmpskbilgekantarci@gmail.com

COVİD-19 Salgın Süreci ve Kaygı Bozukluğu İlişkisi

Kaygı bozuklukları kişinin yaşantısını olumsuz yönde etkilemekle birlikte, bireyin sosyal hayatı ve çevresine uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Kaygı bozukluğu toplumda çok yaygın ve sık görünmekle birlikte, başlangıç yaşı genellikle 10-25 yaştır. Kaygıların ortaya çıkış sebebi genellikle kişinin belirsizliğe karşı verdiği anlamdır.

Öngöremediğimiz durumlar bizi kaygılanmaya iter. Kaygılandığımız anda aslında korkuya benzeyen bir duygu ile karşılaşırız. Böyle bir durum ile karşılaştığımızda korktuğumuzda nasıl tepkiler verirsek, kaygılandığımızda korkma, panik halini yaşama ve kaçınma davranışını göstermemiz muhtemeldir.

Kaygı aslında belirsizlik karşısında anlamsız olarak hissettiğimiz bir duygu olmakla beraber, yeterli miktarda kaygı bizi motive edip, başarıya yönlendirirken, fazla kaygılanmak sosyal bedensel ve psikolojik olarak bizi olumsuz bir yönde etkiler.

Öncelikle covid -19 sürecinde bu duygu ile fazlası ile yüz yüze kaldık ve bahşetmekte zorlandığımız dönemler oldu. Salgın sürecinde belirsiz bir durum ile karşı karşıya kaldığımızdan dolayı olumsuz duygular ile fazlası ile karşılaştık.

Böyle bir durumda kaygıyı tetikleyen etkenleri tanımak bu durumun daha iyi üstesinden gelmemizi sağlayacaktır. Kaygı daha önce de bahsettiğimiz gibi belirsiz durumlarda verdiğimiz duygusal tepkilerdir.

Birçok kaygımızın altında yatan sebebe baktığımızda aslında, birçok kaygımızın gerçek olmadığını da görmüş olacağız. Bu noktada duygularımızı iyi tanımak, kaygı duyduğumuz durumları daha iyi yönetmeye ve başa çıkmamızda faydalı olacaktır.

Bu bahsedilen durumun ilk adımı halihazırdaki kaygımızın gerçekte var olan bir kanıtı olup olmadığını sorgulamaktır, bu sebepler araştırıldığında aslında bizi etkileyen gerçek bir sebebin olmadığını görmüş olacağız. Duygularımızın ve düşüncelerimizin farkında olmak, kaygımızı bir nebze hafifletecektir. Başa çıkmaya zorlandığımız durumlarda uzman desteği almak bizi bu konuda güçlendirecek ve baş etmemizi sağlamaktadır. Bedenimizin, duygularımızın ve düşüncelerimizin farkında olmak bize fayda sağlar.

Bu durumun bizi fazlası ile etkilediği zamanlarda uzman bir destek almamız bizi çözüme yaklaştırır. Yaşadığımız kaygı yüklü durumların birçoğu olaylara atfettiğimiz anlamlar olduğunu gördüğümüzde, kendimizi daha iyi hissetmemize ve durum ile daha iyi baş edebilmemizisağlayacaktır.

Tekrar konuya değinecek olursak bu durum üstesinden gelinebilir ve çözümü olan bir süreçtir. Sonuç olarak kaygının aslında evrimsel açıdan tehlikelere karşı bir savunma refleksi olduğunu, yeterli kaygı bizi başarıya götürürken, çok fazla kaygı panik olmamıza neden olmakla birlikte, aynı zamanda olaylar karşısında sağlıklı karar verme konusunda bize engel teşkil eder.

Bir örnek ile açıklamak gerekirse, sınav kaygısı; sınava hazırlık sürecinde kaygımız bizi başarıya ulaşmamızı sağlayabilir veya sınav performansımızı olumsuz yönde etkileyebilir, bu durumda kaygımız ile baş etmeyi öğrenmek gerekir. Kaygının bizde yarattığı tepki tam olarak savaş veya kaçtır.

Bizi etkileyen olaylar karşısındaki tepkimize bakacak olursak, ya problemi kavrayarak, çözüme odaklanırız ya da olaylar karşısında kendimizi güçsüz hissedip kaçma refleksini tercih ederiz. Bizi olumsuz yönde etkileyen, kaygımızı denetlemekte zorlandığımız olaylar karşısında sakin kalmakla birlikte baş etmekte zorlandığımız durumlarda mutlaka bir profesyonelden destek almamız gerekebilir.

Bir yanıt yazın