Covid-19 salgın döneminde hayatımızda neler değişti?
Düşünce sistemimizin kaygılarımız üzerindeki etkileri nelerdir?
Birçok var olan görüş ve söylem düşüncelerin duygularımızın üzerinde önemli derecede etkili olduğu konusunda hemfikirdir. Birçok durumda ne düşündüğümüz gündelik hayatımızda bizi fazlası ile etkilemekle birlikte, hayatımızı yönlendirmede önemli bir rol oynar.
Düşüncelerimiz bazı zamanlarda o kadar güçlenir ki,birçok bizden bağımsız olayı bile kendi perspektifimizden algılamamıza yol açar. Aslında birçok ruhsal rahatsızlığın temelinde yatan da zihinsel süreçlerde meydana gelen bozulmalardan kaynaklanmaktadır.
Bizden bağımsız sürekli değişen, belirsizliklerle dolu bir sosyal çevrede yaşamaktayız, ancak bazı durumlarda olaylara atfettiğimiz anlamlar ve düşüncelerimiz dış dünyadan çok bağımsız olmakla beraber, bazen çok da gerçeği yansıtmayabilir. Kısaca olayların kendisi onlara atfettiğimiz anlamlardan çok farklı olabilmektedir.
Bu söylemin üstünde biraz daha açıklama yapmak gerekirse, zihinsel süreçlerimizden bahsetmek faydalı olacaktır. Dış çevrede gerçekleşen olayları birçok zaman zihinsel süzgecimizden geçirir, kendi algımızı yaratmaya çalışırız; kısaca kalıp yargılarımız ve olaylara karşı tutumlarımız ve düşüncelerimizi oluşturur.
Bir örnek ile açıklamak gerekirse bir kişinin bizi sevip sevmediğine mantık yürüterek karar veririz, ancak bu durum her zaman net sonuçları vermeyebilir sebebi ise kimsenin zihninde ne olup bittiğini net olarak anlayamayız. Bir kişinin düşünceleri üzerinde tahmin yürütmek iletişimi bozan ve bize net sonuçlar vermeyen bir yöntemdir. Bazı durumlarda iletişimimizi iç konuşmalarımız yönetir, bu bazen yıpratıcı olmakla birlikte bizi asla çözüme ulaştırmayabilir, karşı tarafla iletişimimizi oldukça bozucu bir niteliktedir.
İç konuşmalarımız ve bizim dışımızda gelişen olaylara atfettiğimiz anlamlar çoğaldıkça kaygılarımız da fazlalaşmaya başlar ve bozucu bir hale gelir. Sosyal bir ortama girdiğimiz zamanlarda başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışırken, anı yakalamaktan uzaklaşırız; bu durum yine aynı zamanda sosyal olarak izole olmamıza sebep olabilir. Sonuç olarak ne düşünürsek , düşündüğümüz durumu yaşamamız çok olası bir durumdur bu yüzden düşüncelerimiz davranış ve duygularımızın üzerinde önemli etkileri olduğunu varsayarak harekete geçmemiz faydalı olacaktır.
KAYGI BOZUKLUĞU
Kaygı bozuklukları kişinin yaşantısını olumsuz yönde etkilemekle birlikte, bireyin sosyal hayatı ve çevresine uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Kaygı bozukluğu toplumda çok yaygın ve sık görünmekle birlikte, başlangıç yaşı genellikle 10-25 yaştır. Kaygıların ortaya çıkış sebebi genellikle kişinin belirsizliğe karşı verdiği anlamdır. Öngöremediğimiz durumlar bizi kaygılanmaya iter. Kaygılandığımız anda aslında korkuya benzeyen bir duygu ile karşılaşırız. Böyle bir durum ile karşılaştığımızda korktuğumuzda nasıl tepkiler verirsek, kaygılandığımızda korkma, panik halini yaşama ve kaçınma davranışını göstermemiz muhtemeldir.